FOTOĞRAFTA NE YAZIYOR..?
“Sivas’ta yasal hakkını kullanarak otobüse ücretsiz binen şehit babasına ‘Dilenci’ diye hakaret edip darbetmeye çalışan özel halk otobüs şoförü, adliyeye sevki sırasında kendisini görüntüleyen gazetecilere ‘Şuradan da çekin’ diyerek pişkinlik yaptı.”
Şehitlik, sadece bireyin kendisi için değil, aynı zamanda şehidin ailesi için de derin bir anlam taşır.
Bir kişinin vatan uğruna şehit olması, geride bıraktığı ailesini derinden etkiler.
Şehitlerin aileleri, hem gurur duydukları hem de büyük bir acı yaşadıkları bu kavramla sürekli iç içe yaşarlar.
Aileler, şehitlik durumuyla baş etmeye çalışırken, toplumun destek ve anlayışına ihtiyaç duyarlar.
Devletin ve toplumun, şehit ailelerine sağladığı destekler, bir anlamda şehitlik kavramının toplumsal bir sorumluluk olarak nasıl ele alındığını da gösterir.
Bu destekler, sadece maddi yardımlarla sınırlı kalmamalı; aynı zamanda duygusal ve psikolojik destekleri de içermelidir.
Burada Devletimiz Şehit yakınlarına ve Gazilere destek amaçlı ulaşımda yardımcı olmak için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı aracılığıyla ilgili yerlere ödeme yapıyor. (Bu konuda görüşmelerim neticesinde bu konuyu biraz biliyorum)
Burada bu kişi ve kişiler o araçlara “Ücretsiz” binmiyor. Devlet ödeme yapıyor. Bunun için bu kişiler rencide edilmemeli.
Adana’da ise bazı özel halk otobüs şoförleri ise, binen kişinin yüzüne veya arkasına “Bizim köylü geldi, beleşçi geldi” diye hareket ediyorlar.
Ücreti ödenen bu kişilere bu hareketi yapan araç şoförleri neden hakaret yaparlar.
Yukarıda gördüğünüz gibi polisler arasında götürülen şoför arkadaştan hiç pişmanlık yok, özür yok, ayıp ettim yok..
Ne var?
Çek buradan çek diyerek basınla, toplumla alay ediyor.
O zaman sadece suçlu şoför değil.
Bu araç sahibi nerede?
Bağlı olduğu kooperatif başkanı nerede?
Bunlara ruhsat veren belediye başkanı nerede?
Bu kartları ücretsiz seyahat kartı veren ve ödemesi yapılan) veren Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü nerede?
Devleti temsil eden Vali nerede?
Bunlar tamamı sorumlu değil mi bu olaydan?
Sorumlu iseler neden tek şoförden hesap soruluyor?
İnanın bu arkadaş çıktığı gün, bu işe devam ederse daha fazlasını yapar veya yapacak. (Kanaatim odur) Çünkü diğerleri buna destek veriyor, engel olmuyor, olsalar bu kişi ve kişiler böyle devlete meydan okurcasına bu işi yapıp, dedesi, babası, annesi, teyzesi yaşındakileri rencide edemez.
Bu olay basına yansımasaydı bu kişiler bu olaylara devam edecekler, ediyorlar da.
Adana’da bazı şoförler ne diyordu?
Bizim köylü geldi diye dalga geçiyorlar.
Yaptığım görevden dolayı bir çok kişiden şikayet alıyorum, Bunların bir çoğunu 153 arayarak, aile İl müdürlüğüne ve bazı siyasi parti temsilcilerine bildirmeme rağmen bu araç şoförleri bu hakareti yapmaya devam ediyorlar.
Geçen günlerde durakta bekleyen bir teyzeyi yaşlı gören araç şoförü durakta bekleyen ve elinde valiz olan öğrenciyi gördüğü halde öbür tarafa bakarak Büyükşehir Belediyesi yanında bulunan durağı pas geçti.
Bunlara ilgili kişilere, devlet seyahat kartı veriyor araca bin diyor, onlar ise tabir caizse sen kim oluyorsun ben bindirmem diyor ve alay ediyor, yukarıdaki örnek gibi…
Şimdi birileri kim bunlar, devlete meydan okuyan, devletin verdiği bu kartları yok sayanlar kim derseler?
Lütfedip 153 nolu Büyükşehir belediyesine ait telefondan alıp öğrenebilirler.
Veya mehmetozler001@gmail adresinden, Çukurova Barış Gazetesinden bana ulaşırlarsa gerekli ve detaylı bilgiyi veririm.
Haydi Adana’nın etkili ve yetkili kişi ve kişileri çözün bu sorunu, gerekirse bu şekilde halkı rencide eden araç şoförlerini, araç sahiplerini ve kooperatif başkanlarını hesaba çekin.
Olmadı çalışma ruhsatlarını iptal edin bakalım.
Devlete meydan okumak nasıl oluyor görsünler…
