Hemen yazımın başında şu aklınıza gelebilir. Ben sizin aklınızdan geçeni peşinen yazayım. Hepsimi kötü, yok zaten hepsi aynı olsa. Bu Dünyada iyiler olmasa inanın Dünya’nın dengesi değişir.
***
Şimdi gelelim esas konumuza, Devlet bazı imkânlarını Vatandaşlara, millete hizmet için sunuyor. Vazife malullerine verilen ücretsiz seyahat etme kartı, gazilere verilen ücretsiz seyahat kartı, yerel basına verilen seyahat etme kartı, 65 yaş üstü yaşlılara verilen ücretsiz kartı vs.
Bu kartların bir kısmını Devletin Bakanlığı, bir kısmını Büyükşehir Belediye Başkanlığı ilgili kişi ve kişilere veriyor. Bu kartların sahiplerine verilen seyahat kartları üzerinde belediye ve belediye bağlı kurumlarda ücretsiz seyahat edebilir deniyor.
Aslında öyle deniyor ama ilgili bakanlık gazi ve vazife malullerinin kullandığı seyahat kartı için ücret ödediğini belirtiyor.
***
Bu kart sahiplerini Adana Büyükşehir Belediyesine bağlı olarak çalışan Özel Halk Otobüs Şoförleri (İyiler müstesna ama sayıları çok değil) ya durakta durmuyor, ya da kişi araca bindiği zaman ‘Bizim köylü geldi. Beleşçi geldi sözleriyle rencide ediyor.’
Özellikle Yüreğir Bölgesinde çalışan araç şoförleri bunu daha çok yapıyor. Bu araç şoförlerinin birçoğu da bu bölgede yaşayanlar. Kendi çıktığı mahalleden, bölge insanlara bunu yapıyorlar.
***
153 nolu çağrı merkezine telefon ediyorsunuz, plakayı, durak ve saati alıyor görevli. Bir müddet sonra telefonunuz çalıyor, 153 den arayan görevli size bilgi veriyor. “Efendim şikâyetiniz dikkate alındı. Araç şoförünün ikaz edilmesi için oda ya bilgi verildi” gibi bazı ifadeler ile karşı karşıya kalıyorsunuz.
Bundan sonra ise anketimize katılırsanız kaç puan verirsiniz. Tabi ki “Sıfır” çünkü sen vatandaşın tabir caizse “Gazını” alıyorsun. Çünkü sorun çözülmüyor şu an bile devam ediyor.
Oda başkanlarına gelince, biri iktidar partisinde yöneticilik yapmış, bir diğeri Cumhur İttifakında Belediye Meclis Üyeliği yapmış, şoförler ve araç sahipleri bir yerden güç mü alıyor?
Şu Anki Belediye Başkan’da CHP ‘den, yani ana maddesinde “Halkçılık” var.
Yoksa sen devlete meydan okur gibi Bakanlığın verdiği seyahat kartı sahibini ya araca almıyorsun veya araçta rencide ediyorsun?
***
Sayın Valim , siz bu devletin temsilcisi ve bu aziz milletin Adana’da “Devlet Babasısınız. Sayın Adana Büyükşehir Belediye Başkanım Zeydan Karalar Bey , siz bu şehrin Şehrül-Eminisiniz..
Bu şehir size emanet, Siz ve ekibiniz bu emanete ihanet ettirmeyin.
O yerin güvenilen idarecisi olun, idare ederken Hazreti Ömer gibi adil, Hazreti Ebu Bekir gibi sadık, Hazreti Ali gibi vefalı ve yiğit olun.
Şehrül-Emin, hizmet ederken de halka, hakka hizmet ettiğini bilen olmak demektir. Şehrül-Emin hak pişirmek, hak dağıtmak ve hak gözetmek demektir. Şehrin emin kişi, emin insanı yani bugünkü manası ile seçilmiş belediye başkanısınız.
***
Devlet Baba Sayın Valim, Şehrül Emin Sn Belediye başkanım çözün bu sorunu. Ya bu şehirden başka şehirde olmayan bu olay burada neden oluyor? Bu olayı yapan kişi ve kişiler, bu gücü nereden alıyor. İnanın bu insanlar çok kuvvetli kaynaktan öğrendim “Para” kazanıyorlar.
Hatta son yapılan zamma bile gerek yoktu. Bu kadar ekonomik sıkıntı varken, karları az bir şekilde azalan bu insanlar, komşularını, aynı ilçede ve ilde yaşayan insanları neden rencide ediyorlar.
Unutmayalım ki, bu şehir hepimizin, bu şehirde hep beraber yaşıyoruz.
(Mehmet Özler yazdı ..ÖZLER HABER.COM TR